Adım Ahmet. Beş kişilik bir aile olarak ayakta kalmaya çalışıyoruz. Çatışmaların ve kıtlığın ortasında bir hayat... Bu şartlar altında bir aileyi geçindirmeye çalışmak, karşılaşılabilecek en zor durumlardan biri.
Her sabah, elim kolum bağlı, ailemin yüzüne bakıyordum. Çaresizlik... Hayatımın merkezine bu kelime yerleşmişti sanki. Ne bir iş imkânım vardı ne de ailemi geçindirecek bir yol. Umut etmekten başka hiçbir seçeneğimiz yoktu.
Tam her şeyin bittiğini düşündüğüm bir zamanda, Sadece İnsan Uluslararası Yardım Derneği’nden bir haber aldım. Köyümüzde gelir temini projeleri kapsamında bir destek sağlanacağını söylüyorlardı. İlk başta kulağıma gerçek gibi gelmedi. Ama bir süre sonra bize bir manav dükkânı açabileceklerini öğrendik. Hayatımızda bir şeylerin değişebileceğini hissettim ve bu his yıllardır hissetmediğim bir umut getirdi.
Dükkânımız kurulduğunda elim ayağım titriyordu. İlk kez tezgâhımıza sebzeler dizdiğimiz günü hatırlıyorum. Müşteriler yavaş yavaş gelmeye başladığında, içimde tarif edilemez bir mutluluk vardı. Satış yaptıkça, kazandığımız her kuruşla ailemin ihtiyaçlarını karşılayabileceğimi biliyordum. Çocuklarımın karnını doyurabileceğimi, onların bir gün daha aç kalmayacağını hissetmek… İşte bu duygu bana yaşama gücü verdi.
Şimdi, manav dükkânımız sayesinde hayatımız bambaşka bir yöne evrildi. Artık başkalarına el açmıyor, kendi ayaklarımız üzerinde duruyoruz. Çocuklarımın yüzünde beliren gülümseme, eşimin gözlerindeki umut, bu değişimin en güzel göstergesi.
Düşünüyorum da, bu imkân bize sağlanmamış olsaydı, bizi nasıl bir gelecek bekliyor olacaktı? Hayal bile edemiyorum. Şimdi her gün dua ediyor ve bu projeyi hayata geçirenlere teşekkür ediyorum. Çünkü sadece bir dükkân değil, bize umut ve onur dolu bir hayat armağan ettiler.